İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bugün “Kent Uzlaşısı” davasının ilk duruşması gerçekleşiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, 11 Şubat 2025’te yapılan operasyonla gözaltına alınan ve 13 Şubat’ta tutuklanan 10 kişi hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Sanıklar arasında Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür ve CHP ile AKP’nin yönetiminde bulunan bazı ilçelerde görev yapan belediye meclis üyeleri bulunmaktadır.
“KENT UZLAŞISI, TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BAĞLANTILI” İDDİASI
İddianamede, CHP’nin kazandığı ve DEM Parti’nin aday çıkarmadığı bazı ilçelerde gerçekleşen “kent uzlaşısı”nın, “terör örgütleriyle bağlantılı şekilde organize edildiği” iddia edilmektedir. Bu bağlamda başlatılan soruşturma sonucunda 8 farklı belediyeden yerel yöneticiler gözaltına alınmıştır.
Kartal, Ataşehir, Fatih, Üsküdar, Sancaktepe, Tuzla, Adalar, Şişli ve Beyoğlu belediyelerinden çeşitli isimlerin yanı sıra bir sivil yurttaş da sanıklar arasında yer almaktadır.
HTS KAYITLARI DOSYADA
İddianamede sunulan HTS kayıtları dikkat çekicidir. Cemalettin Yüksel’in 313, Livan Gür’ün ise 52 farklı “şüpheli”yle irtibat kurduğu iddia edilmektedir. Bu şüphelilerden 8’inin “terör örgütü üyeliği”nden arandığı, diğer 8’inin ise bu suçlama ile hapsedildiği belirtilmektedir.
Sanıklar için 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmektedir. Davanın görüldüğü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde savunmalar almaya başlanmıştır.
SEÇİM SONUÇLARI DA DOSYADA
İncelemede olan ilçelerden biri olan Kartal’da, CHP’li Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, 31 Mart 2024 seçimlerinde %54,77 oy alarak yeniden seçilmiştir. Ataşehir’de ise CHP’li Onursal Adıgüzel, %56,39 oy oranıyla başkanlık makamına oturmuştur.
“SİYASİ SAİK” TARTIŞMALARI BÜYÜYOR
Halk arasında, iktidarın büyükşehirlerde seçim başarısı kazanamaması durumunda yerel yönetimlere yönelik baskıları artırma eylemini yansıtan şekilde yorumlanan dava, CHP ve DEM Parti çevrelerince politik amaçlarla başlatıldığı iddialarını taşımaktadır; dolayısıyla yargı sürecinin adil yürütülmesi gerektiği konusunda vurguda bulunulmaktadır.